Mirastan Mal Kaçırma Yargı Kararı

Murisin mal satmaya ihtiyacının olmadığı, davalının taşınmazı satın alma gücünün bulunmadığı,

satış bedelinin ödenmediği, bedeller arasında fahiş fark bulunduğu,

temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne.

 

T.C. Yargıtay 1.HUKUK DAİRESİ Esas:2023-6593 Karar:2024-7002 Karar Tarihi:23.12.2024


Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; muris eşi ...'ın 4552 ada 2 parsel sayılı taşınmazını murisle evlilik dışı ilişki yaşayan davalı ...'ye satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; murisin dini nikahlı eşi olduğunu, müşterek çocuğunun bulunduğunu, ölümünden son 12-13 yılı murisle paylaştığını, murisin birlikte konut olarak kullandıkları dava konusu taşınmazda öldüğünü, ekonomik durumu çok iyi olan murisin geride yüksek miktarda mal varlığının kaldığını, temlikin minnet duygusu içinde satış iradesiyle yapılmış gerçek bir satış olduğunu, satın alma gücünün bulunduğunu, taşınmazı satın almadan önce, işlem tarihinde ve hemen sonrasında piyasa değeri yüksek olan kendisine ait araçları satıp taşınmaz bedelini murise verdiğini, murisin tüm mirasçıları arasında her zaman denkleştirici ve dengeleyici davrandığını, sağlığında resmi nikahlı eşi olan davacıya ve ondan olma çocuklarına da kazandırmada bulunduğunu, taşınmaz aldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmazı kaba inşaatı yeni bitmiş natamam bir halde aldığını, mevcut haline getirilmesi için iki kez yapılan büyük tadilatların bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; murisin mal satmaya ihtiyacının olmadığı, davalının taşınmazı satın alma gücünün bulunmadığı, satış bedelinin ödenmediği, bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olmuş ise de davaya konu 4552 ada 2 parselin kapatılarak kök parsel olan 247 ada 33 parsele döndüğü anlaşılmakla, kaydı kapatılan 4552 ada 2 parsel hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesi ile; gelenek ve görenekler ile toplumsal eğilimler dikkate alındığında taşınmazın devrinin muvazaalı olmadığının açık olduğunu, murisin amacı minnet duygusu ile denkleştirme yapmak ise muvazaadan söz edilemeyeceğini, davalının alım gücünün bulunduğunu, satış bedelinin tam ve eksiksiz ödendiğini, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, davacının dava hakkını kötüye kullandığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1946 doğumlu muris ...'ın 16.11.2004 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi davacı ... ile....'den olma çocukları dava dışı .... ve .....'in, gayri resmi birliktelik yaşadığı davalı ...'den olma çocuğu dava dışı ..... ile gayri resmi birliktelik yaşadığı dava dışı .....'den olma çocuğu dava dışı ...... kaldığı; murisin 4552 ada 2 parsel sayılı taşınmazının tamamını 16.01.2003 tarihinde davalı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, 02.07.2007 tarihli imar iptali işlemi ile taşınmazın 247 ada 33 parsele dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 76.465,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

 

Miras avukatı kadıköy, bağdat caddesi miras avukatı, mirastan mal kaçırma tapu iptal kararı, miras avukatı