Özel Belgede Sahtecilik Nedir?

Özel Belgede Sahtecilik Nedir?

 

Özel belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunumuzun 207. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre hukuken belge niteliğine haiz bir belgenin sahte olarak düzenlenmiş olması yahut değiştirilerek yahut sahteliği bilinerek kullanılması eylemleri neticesinde oluşan suçtur.

 

Özel Belge Nedir?

 

Özel belgeye örnek vermek gerekirse kira sözleşmeleri, faturalar, dilekçeler, banka sözleşmeleri, sevk irsaliyesi, serbest meslek makbuzu, reçete, franchise sözleşmesi, menkul alım sözleşmesi, aidat makbuzu gibi resmi olmayan yazılı belgelerdir. Bu sayılanlarla sınırlı olmamak üzere her türlü yazılı, okunabilir, hukuki sonuç doğurmaya elverişli her türlü resmi olmayan belge özel belgedir. Resmi belge şartlarını taşımayan fakat resmi belge zannedilen her türlü belge de özel belge kapsamına girecektir. Bu çerçevede şartlarını taşımayan bir vasiyetnamenin özel belge olduğu kabul edileceği gibi yine çek, bono ve poliçe içinde aynı sonuca varmak mümkündür.

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunu Hangi Şekilde İşlenebilir?

 

Özel belgede sahtecilik suçunda suçun oluşması için sahte olarak düzenlenmiş veya değiştirilmiş olan özel belgenin bu düzenlemeye ek olarak kullanılmış olması da gerekmektedir. Yani yalnızca bir sahte özel belge oluşturmak yahut bir özel belgeyi değiştirmek kendi başına bu suçu oluşturmaz. (bknz. Özel belgenin bozulması, yok edilmesi, gizlenmesi suçu)

  1. Sahte Özel Belge Düzenlenmesi ve Kullanılması
  2. Özel Belgenin Değiştirilerek Kullanılması
  3. Sahteliği Bilinen Özel Belgenin Kullanılması

TCK 207’de düzenlenen Özel belgede sahtecilik suçu yukarıda sayılan üç şekilde işlenebilmektedir.

 

Sahte Özel Belge Düzenlenmesi ve Kullanılması

 

Bu şekilde fail aslında var olmayan bir özel belgeyi varmış gibi düzenleyerek kullanmaktadır. Kanun koyucu kamusal güveni gözeterek toplumsal işleyişin güven içerisinde sürmesi adına normu sevk etmiştir. Failin düzenlediği özel belgenin kendi yararına olup olmaması önem arz etmemekle birlikte olmayan bir faturanın yahut sözleşmenin varmış gibi düzenlenerek kullanılması suç teşkil etmektedir.

 

 

Özel Belgenin Değiştirilerek Kullanılması

 

Bir özel belgenin içeriğinin değiştirilerek kullanılması suç teşkil etmektedir. Zira bir özel belgeye eklemeler yapılması, bozma yapılması, zarar verilmesi yahut herhangi bir müdahale ile delil değerinde bir değişim yaratılması halinde fail suçu işlemiş kabul edilir. Eğer ki yapılan değişiklikler neticesinde herhangi bir hukuki neticenin değişmediği anlaşılırsa suç sübut bulmayacaktır. Bu kapsamda üzerinde değişiklik yapılan belgenin özel belge niteliğine de haiz olması şarttır. Yine bu değiştirilmiş ve hukuki neticeleri farklılaşmış olan bu müdahaleden önce özel belge olan bu belgenin kullanılması da gerekmektedir.

 

Sahteliği Bilinen Özel Belgenin Kullanılması

 

Bu harekette fail özel belgeyi bizzat değiştirmemiş yahut meydana getirmemiştir ancak fail belgenin sahte olduğunu bilmekte olmasına rağmen kullanmaktadır. Bu halde fail sahteliği bilinen bir özel belgeyi kullanmış olacak ve bu suçtan cezalandırılacaktır.

 

Özel Belgeyi Düzenleyenin Belgeden Anlaşılması Meselesi

 

Özel Belgeyi düzenleyenin belgeden anlaşılmaması durumunda belgenin hukuken bir delil değeri olmayacaktır. Bu halde de suç oluşmamaktadır. Bu nedenle belgeyi düzenleyenin belge içeriğinden anlaşılması icap etmektedir.

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda İğfal Kabiliyeti Nedir?

 

Suça konu evrakın aldatma kabiliyetine sahip olması şartını ifade etmektedir. Fail tarafından meydana getirilmiş olan eserin objektif olarak aldatma kabiliyetine sahip olmaması durumunda suç oluşmamaktadır. Aldatma kabiliyeti ise orta zeka seviyesine sahip bir insan tarafından eserin gerçek bir özel belge olduğu konusunda açıkça yanılabilir olması olarak tanımlanabilir. Bu hususa ilişkin uygulamada bilirkişilerce rapor tanzim edilmekte ve yargılamanın seyrini etkilemektedir.

 

Özel Belgede Sahteciliğin Cezası Nedir?

 

Özel belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunun 207. Maddesinde düzenlenmiş olup 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır. Daha az cezayı gerektirir hal olarak bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı yahut gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla işlendiğinin anlaşılması halinde cezanın yarı oranında indirilmesi söz konusu olacaktır. Uygulamada özellikle dolandırıcılık suçu ile birlikte işlendiğine çok fazla rastlanmakta olan Özel belgede sahtecilik suçunda her suç için ayrı ceza verilmektedir.

 

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Şikayete Tabi Midir?

 

Özel Belgede Sahtecilik suçu şikayete tabi değildir. Suçun işlendiğine yönelik ihbar yahut öğrenme neticesinde Cumhuriyet savcılığı tarafından re’sen soruşturma açılır ve şikayetten vazgeçme olsa dahi kamu davası devam eder.

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı Ne Kadardır?

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda zamanaşımı genel zamanaşımı süresine tabi olup 8 yıl içerisinde soruşturmaya başlanması gerekmektedir.

 

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları

 

Zamanaşımı Nedeniyle Davanın Düşmesine İlişkin

Yargıtay 11.CEZA DAİRESİ

Esas:2023-3510

Karar:2024-8681

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Temyizin kapsamına göre; Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli ve 2014/625 Esas, 2018/324 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 27.03.2019 tarihli ve 2018/1025 Esas, 2019/441 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusu dosya üzerinden inceleme yapılarak katılana yönelik mahkûmiyet hükmünün kaldırılmasına ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sanığın beraatine karar verilmiştir.

3. Anılan kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 12.05.2022 tarihli ve 2021/40433 Esas, 2022/8262 Karar sayılı kararı ile duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 28.12.2022 tarihli ve 2022/2017 Esas, 2022/3178 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusu duruşma açılmak suretiyle incelenerek katılana yönelik mahkûmiyet hükmünün kaldırılmasına; 5237 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan vekilinin temyizi; düşme kararının hatalı olduğuna ve sanığın mahkûm olması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun'un 207 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, suç tarihinden hüküm tarihine kadar olağanüstü zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

Aldatma Kabiliyetine İlişkin

 

Yargıtay 11.CEZA DAİRESİ

Esas:2021-2737

Karar:2024-777

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

 

 

... 38. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2014/249 E., 2016/94 K. sayılı kararı ile sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 Sanık müdafiinin temyiz isteği, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik araştırma ve inceleme yapıldığına, lehe hükümlerin uygulanmasına, beraat kararı verilmesine, ilişkindir.

 

 III. OLAY VE OLGULAR

Sanık ...'ın suç tarihinden önce kızı ... ile damadı ... ile birlikte şikâyetçi ...'dan araç satın aldıkları ve karşılığında her biri 2.000,00 TL bedelli toplam 20 adet senet verdikleri, 11 adet senet bedelinin ödendiği, 9 adet senet bedelinin ise ödenmediği, bunun üzerine sanık ...'in ödenmeyen senetlere karşılık keşidecisi ...Yapı Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. olan ancak keşide yeri ihtiva etmeyen 15.03.2013 keşide tarihli 21.500,00 TL bedelli \"...-Kardeşler İnş Dekorasyon\" adına keşide ve ciro edilmiş çeki şikâyetçi ...'a verdiği, çekin bankaya ibraz edildiğinde sahte olduğunun anlaşıldığı, keşide yerinin bulunmaması nedeniyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması neticesinde; sanık her ne kadar suçlamayı kabul etmeyerek çeki yapmış olduğu iş karşılığında...isimli şahıstan aldığını ifade etmiş ise de, savunmasını doğrulayan herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmemesi, çekin sahte olduğuna dair bankanın cevabi yazısı, çek üzerindeki imzaların aidiyeti hususunda düzenlenen bilirkişi raporunun içeriği ve tüm dosya kapsamından toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip edinilen kanaat ile sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğu kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet kararı verilmiştir.

 

IV. GEREKÇE

1.Belgelerde sahtecilik suçlarında, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği nazara alındığında; sahte belge aslının denetime imkan verecek şekilde yargılama dosyası arasına alınmadığı, belge üzerinde mahkemece herhangi bir gözlem yapılmadığının anlaşılması karşısında; aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek; mahkûmiyet hükmüne dayanak oluşturulan belge aslının denetime imkan verecek şekilde dosya arasına alınarak aldatıcılık kabiliyeti bulunup bulunmadığı da tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,

 

2.Kabul ve uygulamaya göre de,

5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan \"kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz\" şeklindeki düzenleme karşısında, cezası ertelenen sanık hakkında, aynı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,

 

Nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

 

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle ... 38. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2014/249 Esas, 2016/94 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

 

 

İmzalanan belgenin ortasından ayrılarak imzanın üst kısmının sanık tarafından doldurularak sahte düzenlenen belgenin kullanıldığı

Yargıtay 11.CEZA DAİRESİ

Esas:2021-1946

Karar:2024-322

Karar Tarihi:11.01.2024

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

... 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2015/366 Esas, 2016/8 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 207 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafinin temyiz isteği; dosya kapsamı itibarıyla sanığın atılı suçu işlemediği sabit olduğu halde mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, suça konu iddia ilişkin eylemin açığa atılmış imzanın kötüye kullanılması suçu kapsamında değerlendirilip bu doğrultuda yargılama yapılmasının gerektiği, sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığı, sanık adına son sözün verilmediği, katılanın altı aylık şikayet süresi geçtikten sonra şikayet ettiğinden düşme kararı verilmesi hususlarına ilişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

1.Katılan ile sanık şirket yetkilileri arasında meyve alışveriş konusunda sözleşme yapıldığı, ancak sanık firma yetkilileri tarafından sözleşmede belirtilenden daha az miktarda meyve teslim edildiği, buna rağmen tüm mallar teslim edilmiş gibi katılan şirkete icra takibi yapıldığı, takibe itiraz üzerine sanık şirketin itirazın kaldırılması için dava açtığı, ve açılan davada sanık şirketin, 2010 yılında teslim edilen bir ürün ile ilgili katılan şirket çalışan Y. D. tarafından imzalanan belgenin ortasından ayrılarak imzanın üst kısmının sanık tarafından doldurularak sahte düzenlenen belgenin kullanıldığı iddia olunmuştur.

2. Sanık savunmasında, atılı suçu kabul etmemiştir.

3. Tanık Y.D. beyanında suça konu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak bu imzanın 2010 yılında almış oldukları bir mala ilişkin imza olduğunu beyan etmiştir.

4. Suça konu belge üzerinde yapılan imza incelemesi sonucu düzenlenen ekspertiz raporuna göre, teslim evrakı başlıklı belge altındaki Y. D. yazısı ve imzanın Y. D.'nin eli ürünü olduğu, onun dışında metinde yer alan yazı ve rakamların Y. D.'nin eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.

5. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen 09.04.2015 tarihli rapora göre, üst kenarı forme kesim olmayan belgede, evrak ebatlarına uymayan (alışılagelmişin ötesinde) kat izi bulunduğu görülmekle birlikte, ... isim ve yazısı ile altındaki imzanın belge metninden farklı fiziki evsafta bir kalem ile yazılmış olduğu belirtilmiştir.

6. Mahkemece emanetten getirtilen belgenin incelenmesinde üst kısmında 4 milimetre ile 1 milimetre arasında değişen kat izinin var olduğu bu kat izinin yukarısında kağıt bulunmadığı ve kat izinin üzerinde kağıt olmadan yapılma imkanının bulunmadığı gözlemlenmiştir.

7. Sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamına dayanılarak sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçunu işlediği sabit görülerek temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

 

IV. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

 

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2015/366 Esas, 2016/8 sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.01.2024 tarihinde karar verildi. (¤¤)

 

Özel belgede sahtecilik, Özel belgede sahtecilik suçu, özel belgede sahtecilik zamanaşımı, özel belgede sahtecilik nedir, özel belgede sahtecilik nasıl işlenir? , özel belgede sahtecilik avukat