Miras Tespit Davası

 

Miras Tespit Davası Nedir?

 

Mirasbırakanın vefatı ile mirasçılar mirasa hak kazanmaktadır. Mirasbırakanın son zamanlarında yakınında bulunan mirasçılar mirasta bulunan hak ve alacaklara ve borçlara hakim olabilirken uzak mirasçıların tam olarak mirasın muhteviyatına hakim olmaları mümkün olmamaktadır. Miras yani terekenin tespit edilerek miras paylaşımı aşamasına geçilmesi büyük önem arz etmektedir. Tereke tespit edilmeksizin mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunmak borca batık bir terekenin sahiplenilmesi anlamına gelebileceği için tereke tespiti ve defter tutulması gerekmektedir. Aynı şekilde miras paylaşımı aşamasına geçmeden evvel de tereke mevcudunun tespit edilmesi de mirasçıları birbirlerinin haklarına halel getirmekten koruyacak bir müessesedir. Bu haliyle terekenin tespiti müessesi bir miras araştırması işlevi de görmektedir.

Bir kimsenin vefatından sonra geride bırakmış olduğu malvarlığı değerleri tereke olarak ifade edilir. Tereke aktif ve pasif değerler olmak üzere iki farklı malvarlığı değerlerini ihtiva eder ve bu malvarlığı değerleri vefat ile birlikte mirasbırakanın mirasçılarına kendiliğinden geçmektedir.

Her ne kadar mirasçılar terekeyi kendiliğinden iktisap etmiş olsalar dahi bazı hallerde terekeyi oluşturan malvarlıklarını tam olarak bilememekte ve dolayısıyla mülkiyeti kanun uyarınca kendilerine geçmiş malvarlıklarından yararlanamamaktadır.

İşte bu nedenledir ki mirasbırakanın malvarlığının net bir şekilde belirlenmesi mirasçılar açısından oldukça önem arz etmektedir. Terekenin net bir şekilde tespit edilememesi durumunda mirasçılar önemli hak kayıplarına uğrama riski ile de karşı karşıya kalabilmektedir.

 

Tereke Tespit Davasının Hukuki Niteliği Nedir?

 

Tereke tespit davası delil tespiti niteliğinde olup dava sonucunda tespit edilecek malvarlığı değerleri kesin hüküm teşkil etmemektedir. Söz konusu dava ile vefat eden kimsenin malvarlığı araştırılarak tam ve net bir şekilde ortaya konulmaya çalışılır. Bu doğrultuda banka gibi özel kurumların yanı sıra tapu ve kadastro gibi kamu kurumlarından mirasbırakanın sahip olduğu malvarlığının bulunup bulunulmadığı hakkında bilgi alınmaya çalışılır.

Böylelikle mirasbırakanın sahip olduğu taşınmaz, taşınır ve nakdi değerler belirlenir. Terekenin aktifini teşkil eden bu değerlerden mirasbırakanın (borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi) pasifleri düşülür ve net tereke bulunur. 

 

Tereke Tespit Davasını Kimler Açabilir?

 

Tereke tespit davasını hukuki yararını ispatlamak kaydıyla her ilgili açabilir. Mirasçılar açısından hukuki yarar bulunduğu varsayıldığından mirasçılar ayrıca hukuki yararlarını ispatlamak zorunda kalmamakta doğrudan tereke tespit davasını açabilmektedirler.

 

Tereke Tespit Davasında İhtiyati Tedbir Talep Edilebilir Mi?

 

Tereke tespit davası terekenin araştırılarak tam ve net olarak ortaya konulmasına hizmet eden dolayısıyla terekede yer alan malvarlığını değerlerini koruyucu bir etkiye sahip olan bir davadır. Söz konusu davada terekeye dahil bir taşınır, taşınmaz ve nakdi değer üzerinde mirasçı veyahut herhangi bir kimsenin tasarrufta bulunulmasını engellemek için ihtiyati tedbir talep etmek mümkündür.

 

 

Tereke Tespit Davası Ne Zaman Açılabilir?

 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 590/1-b.3. maddesi uyarınca mirasbırakanın ölümünden itibaren bir ay içerisinde terekenin defterinin tutulacağını hüküm altına alınmıştır. Ancak Yargıtay istikrarlı içtihatlarıyla söz konusu sürenin hak düşürücü süre nitelikte olmadığını ilgililerin her zaman terekenin tespitini talep edebileceğine karar vermiştir.

Dolayısıyla terekenin tespiti her zaman talep edilebilir, öyle ki daha önce terekenin tespiti talep edilmiş olması dahi terekenin yeniden tespitinin talep edilmesine engel değildir.

 

Tereke Tespit Edildikten Sonra Mirasın Reddi Mümkün müdür? 

 

Evet, mümkündür. Terekenin tam ve net olarak tespit edilmesi ve mirasın deftere geçirilmesi ile beraber mirasçılara mirası kabul veya ret hakkında beyanda bulunmaları için bir aylık süre tanınır. Söz konusu bir aylık süre içerisinde miras reddedilmediği taktirde kabul edilmiş sayılır.

 

Tereke Tespit Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

 

Tereke tespit davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkemeler ise ölen kişinin son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesidir eğer kişinin ikametgahı Türkiye’de bulunmuyorsa o halde nüfusa kayıtlı olduğu yer sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir.

 

Tereke Tespit Davası Sürecinde Neler Yapılmalı?

 

Tereke tespit davası süreci başladığında mahkeme dosyası takip edilmeli, haricen süreci hızlandıracak işlemlere katkı sunulmalı, murisin aktif malvarlığı değerlerine yönelik haricen bir araştırmada yapılmalıdır. Bu aşamada yurtdışı yatırım yahut fonlara ilişkin bilgi edinilmeye çalışılması, özellikle kripto para varlıklarının bulunup bulunmadığının sorgulanması, tüm banka hesaplarına erişim sağlanması, tapu kayıtlarının araştırılması gerekmektedir. Mahkemeden haricen özellikle aktif-pasif olarak tapu kayıtlarına erişilmesi, banka hesap hareket dökümlerinin incelenmesi de hem mirastan mal kaçırma hallerinin aydınlatılması hem de mal rejimine yönelik davalara ışık tutması açısından önemlidir. Bu nedenle mahkemede yalnızca dava açarak davayı takip etmemek mirasçıların haklarını zedeleyebilecek sonuçlara mahal vermektedir.

 

Haricen Tereke Araştırması Nasıl Yapılır?

Dava yoluyla yapılacak olan tereke araştırması murisin ölüm anındaki malvarlığını tespite yönelik bir dava olup murisin terekesini tespite yaramaktadır. Bunun haricinde Avukatlık kanunundan kaynaklı olarak bir miras avukatı vasıtası ile geçmiş işlemlerin incelenmesi ve satılan yahut diğer mirasçılara kaçırılmış bir malvarlığı olup olmadığı yahut bir saklı pay zedeleyen bağışlama olup olmadığı haricen araştırılması gerekmekte olup mahkemelerce bu hususlar araştırılmamaktadır. Bu nedenle tereke tespit davası açmanın haricinde de bir miras araştırması yapmak faydalıdır. Paylaşma öncesi hakların tam olarak bilinmesi hak kayıplarını önleyen en önemli etmenlerdendir.

 

 

TEREKENİN TESPİTİ DAVASINA YÖNELİK İÇTİHATLAR

 

TEREKENİN TESPİTİ DAVASINDA MAHKEMECE YAPILACAKLARA İLİŞKİN

 

Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2016-5141 Karar:2017-1918 Karar Tarihi:13.03.2017


(4721 S. K. m. 589, 590, 619) (Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük m. 33)

Davacı tarafından, 08.12.2015 gününde verilen dilekçe ile tereke tespitinin istenmesi üzerine davanın reddine dair verilen 09.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, terekenin korunması amacıyla tespiti talebine ilişkindir.

Davacılar, miras bırakanları ...'ın 25.10.2015 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanlarının şirket hissedarlığının ve şahsi malvarlığının olduğunu, terekesinin alacak ve borçları ile tümüyle tespitini talep etmişlerdir.

Mahkeme, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından bahisle reddine karar vermiştir.

Hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.

Talep; Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir.

Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.

Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 590/3. maddesindeki bir aylık süre, mirasçılar veya diğer ilgililer bakımından "hak düşürücü" bir süre olmayıp, aynı maddenin son fıkrasında yer alan "defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır" hükmü de dikkate alındığında, hakime yönelik bir ay içinde kendisine yapılacak başvuruları kabul etme zorunluğunu getiren bir düzenlemedir.

Yasanın 590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir.

Öyleyse, mahkemece; resmi kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya mirasbırakana borcu olan mirasçıların mirasbırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33'ncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 


 

UYARI VE HATIRLATMA - SORUMSUZLUK BEYANI

Web sitemizde yer alan bu ve benzeri bilgiler öneri, tavsiye veya hukuki mütalaa değildir. Yazarımız veya büromuz bu sitede yer alan çözümlere, bilgilere, metinlere veya yayınlara dayanılmasından, kullanılmasından hareketle zarara uğranmasından dolayı sorumluluk kabul etmez. Hukuki bilgilendirme yazılarımızın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve çoğaltılması halinde tüm yasal haklarımız saklıdır.

 

 

Miras Tespit davası, Mirasın Tespiti Davası, Tereke Tespit davası, Miras tespiti, Miras Araştırması nasıl yapılır, miras tespiti yaptırmak, miras tespiti nasıl yapılır? miras araştırma, miras sorgulama