Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

 

Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Miras paylaşımı nasıl yapılır? Sorusuna öncelikle mirasçıların tespit edilmesi aşamasından sonra mirasçıların bir araya gelerek malvarlığını rızaen paylaşması ve bu rızalarını bir miras taksim sözleşmesi akdetmeleri ile nihayete erdirmeleri olarak cevap vermek gerekir. Mirasçılar kendi aralarında paylaşım noktasında anlaşamıyor iseler bu halde ise miras haklarını koruyarak, yasal olarak yargı eliyle bir paylaşım zorunluluğu ortaya çıkacaktır.

Bu minvalde iki tür paylaşımdan söz edilebilir;

1- Rızaen Taksim/Anlaşmalı Miras Paylaşımı

2- Kazaen Taksim/Yargı Yolu ile Mirasın Paylaştırılması

 

Miras Paylaşımında Nelere Dikkat Edilmelidir?

 

Adil ve hakka uygun bir paylaşım miras paylaşmada çok önemlidir. Bu minvalde taraflar çatışmaktan çok uzlaşmak temelinde bir amaç ile hareket etmeye özen göstermelidir. Paylaşım aşamasına geçmeden evvel mirasçıların kendi yasal haklarını, miras paylarını, terekenin yükümlülüklerini ve borçlarını ve alacaklarını iyi analiz etmelidirler. Bu analizi yaptıktan sonra kimsenin hakkı zedelenmeden bir mutabakat yakalanarak uzlaşma sağlanması hedeflenmektedir. Nitekim bazı uzlaşma çabaları sonuçsuz kalmakta ve tarafların bazılarınca diğerinin hakkı zedelenmek istenmektedir. Böyle durumlarda ise hakkaniyete aykırı bir uzlaşma söz konusu olacağından dava yoluyla paylaşım en sağlıklısı olacaktır. Miras paylaşımı nasıl yapılır sorusunda en önemli ve dikkat edilmesi gereken nokta mirasçının haklarını bilmesidir.

 

Yasal Miras Paylaşımı

 

Yasal miras paylaşımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 495-501 arasında düzenleme alanı bulmuş ve kimlerin mirasçı olacağı kanunen belirlenmiştir. Kanun hükmüne göre; yasal mirasçılık doğrudan kanundan doğar ve kazanılır. Miras bırakan tarafından saklı pay oranı aşılarak bertaraf edilemez.

Türk Medeni Kanununa göre yasal mirasçılar miras bırakanın; çocuğu, torunu, annesi, babası, kardeşi, amcası, teyzesi, dayısı, büyükanne, büyükbaba. sağ kalan eşi evlatlığı, evlatlığın çocukları ve torunları, devlet olabileceği gibi yukarıda sayılanlar somut olayın durum ve koşullarına göre mirasçılık sıfatını kazanamayabilirler.

Miras bırakan çocuklarını ve eşini yahut çocuklarından birini miras hakkından hukuka uygun yön ve yöntemlerle ıskat etmemiş (bknz. Mirasçılıktan Iskat) yani miras hakkından şartları oluşmuş olmak kaydıyla yoksun bırakmamış ise miras bırakanın çocukları ve eşi her zaman mirasta hak sahibidirler.


Miras Hakkı ve Payına Örnekler:

 

1. Miras bırakanın eşi ve çocukları hayatta ise;


• Eş:1/4, Çocuk:3/4 ( Çocuk sayısının 1’den fazla olması durumunda çocuklar bu payı aralarında eşit bölüşürler.)
Eş ve çocuğun hayatta olması durumunda miras hakkı yalnız eş ve çocuğa yukarıdaki oranda kalır bunun dışında başkaları hayatta olsalar dahi mirasçılık sıfatını kazanamaz.


2. Miras bırakanın eşi hayatta değil sadece çocukları hayatta ise;


• Çocuklar mirasın tamamını aralarında eşit olarak bölüşür.
Miras bırakanın çocuklarının hayatta olması eşinin hayatta olmaması durumunda miras bırakanın Annesi, Babası, Teyzesi, Kardeşleri, Amcası, Halası, Dayısı hayatta olsalar dahi mirastan pay alamazlar.
Miras bırakanın çocuklarından birinin miras bırakandan önce ölmüş olması halinde ise ölen çocuğun miras payı ölen çocuğun çocuklarına yani miras bırakanın torunlarına geçer.

 

3. Miras bırakanın eşi, çocuğu ve torunlarının hayatta olmaması ancak anne ve babasının hayatta olması durumunda;


• Anne: 1/2, Baba: 1/2 oranında miras payına sahip olur.

 

4. Miras bırakanın çocukları veya torunları yok veya hayatta değil ancak babası, annesi ve eşi hayatta ise;


• Eş:1/2, Anne:1/4, Baba:1/4

Yukarıda yer alan misaller dışında birçok farklı misalde farklı oranlarla yasal mirasçılık sıfatını kazanma olanağı vardır. Türk Medeni Kanununda sayılan yasal mirasçılardan hiçbirinin hayatta olmaması durumunda devlet yasal mirasçıdır.

 

Mirasın Paylaşılması Aşaması

 

Paylaşmada esas olan mirasın tümden paylaşılmasıdır. Ancak kısmi paylaşma belirli bir mal üzerinde paylaşmanın gerçekleştirilmesi de mümkündür.


Mirasın tümden paylaşılması için belirlenecek yolu tüm mirasçılar ortak iradeleri ile serbestçe kararlaştırabilirler. Tüm miras ortaklarının katılımı ile bir taksim sözleşmesi hazırlanılarak tüm tarafların imzası ile mevcut mirasın paylaşım şekli kararlaştırılabilir. Ancak bu çözüm yönteminin en önemli olmazsa olmaz şartı pay oranı önemli olmaksızın tüm mirasçıların imzası, ortak iradesi ile mümkün olabilmektedir.


Paylaşma hususunda önemli olan ilkelerden biri eşitlik ilkesidir. Bir mirasçı her ne şekilde mirasçı olmuş olursa olsun yahut ne oranda mirastan hak sahibi olursa olsun tüm mirasçılar birbirlerine karşı eşitlik prensibi uyarınca eşit haklara sahiptir.


Miras Paylaşma (Taksim) Sözleşmesi


Mirasçıların anlaşma sağlayarak paylaşıma gitmesi hususunda anlaşmış olmaları halinde yazılı veya doğrudan paylaşma yoluna gidebilirler. Bu hususta hak kayıplarını önlemek için doğrudan paylaşma yoluna gidilmesi yerine bu paylaşma biçimi ve şeklinin yazılı olarak miras taksim sözleşmesi şeklinde hazırlanılarak imza altına alınması önem arz etmektedir.


Miras bırakanın vefatından önce yapılmış bu yönde bir sözleşme geçersizdir. Miras bırakanın vefatı ile birlikte tüm mirasçıların bir araya gelerek aralarında mal hak ve alacakların ne şekilde paylaşılacağını hüküm altına aldıkları yazılı şekil şartına tabi sözleşme


Miras Paylaşma Davası


Paylaşma konusunda anlaşamayan hakkı zarara uğrayacak olan mirasçının her zaman dava yolu ile mirasın hakka uygun şekilde taksimini istemesi mümkündür. 

Miras paylaşma Davası ile ilgili Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

Miras Paylaşımı için Avukat Gerekli midir?

Miras paylaşımı için bir miras avukatından destek almak önem arz etmektedir ancak zorunlu değildir. Tüm taraflar paylaşıma razı ise ve üzerinde ihtilaf olmayacak şekilde bir paylaşım konusunda mutabakat sağlandı ise paylaşım Avukat olmaksızın mirasçıların kendi aralarında gerçekleştirebilir. Ancak bu durumun sakıncaları da mevcuttur. Zira yapılacak olan taksim sonrası hakkı zedelenen yahut hakkının zedelendiğini bilmeyen taraf telafisi imkansız hak kayıplarına uğramış olabilir. Bu nedenle bir miras avukatı 'ndan sürece ilişkin bilgi almak mirasa ilişkin araştırma yapmak ve miras paylaşım sözleşmesini hazırlayarak analiz etmek gerekmektedir.

 

Miras Paylaşımında Süreç Nasıl İşler?

Miras paylaşımı için öncelikle bir mirasçılık belgesi almak ve hak sahiplerini tespit etmek önemlidir. Hak sahipliğinin tespiti sonrasında mirasçılar belirlenmiş ve paylaşım için bir istişare süreci doğmuş olacaktır. Bu istişare sürecinin mirasçıların samimiyetleri çerçevesinde asiller olarak yürütülmesi mümkündür. Ancak genellikle tecrübe ettiğimiz kadarıyla bu süreçler duygusal yükleri de beraberinde getiren ve bir taraf tarafından bir öc alma aracı haline getirilerek salt zarar oluşturmak maksadıyla zora sokulan süreçler olarak gözlemlenmektedir. Böyle bir halin vukuunda müzakere süreci derhal kesilmemeli tarafların masada tutulmasına ve anlaşarak süreci nihayete erdirmelerine özen gösterilmelidir. Ancak ve ancak yapılan tüm iyiniyetli anlaşma girişimlerine haksız taleplerle karşılık verildiği takdirde yargısal paylaşma en adilane olacak paylaşım türüdür. Hiç kimse hakkından daha azını almaya zorlanamaz. Bu halde yargısal paylaşma yoluna gidilerek gerek izle-i şuyu gerekse mirastan kaçırılan mallara yönelik dava ve işlemler gündeme gelecektir. Mirasta açılabilecek davalara ilişkin tenkis, denkleştirme, muvaza, iade, istihkak, ortaklığın giderilmesi, paylaşma davası, hayırlı evlatın miras alacağı talebi gibi dava türleri söz konusu olmaktadır. Bu dava türleri ile ilgili ayrıntılı bilgiyi avukatlık faaliyetleri başlığında sitemizde miras avukatı bölümünden inceleyebilirsiniz.

 

Miras Paylaşımına İlişkin Büromuz Faaliyetleri

Büromuz miras hukuku alanında ve özellikle miras paylaşımı alanında tüm hizmetleri vermekte ve süreçleri başarıyla yürütmektedir. Miras paylaşımı sürecinin anlaşarak yürütülmesi ile müzakere süreçlerinin yürütülmesi, davaların yürütülmesi, miras araştırması yapılması, terekenin tespiti, mirastan mal kaçırmanın iptali gibi paylaşım ve adilane paylaşım için tüm süreçlerin yürütülmesi miras avukatları vasıtası ile çözülmektedir. 

 

Fiili Miras Paylaşımı Nedir?

Yargıtay uygulamasına en çok yansıyan hukuki durum tespiti olarak fiili taksimi ele almakta yarar vardır. Fiili taksimde aslında bir tür miras taksim sözleşmesine dayanmaktadır ancak bu taksim sözleşmesi yazılı olarak yapılmamış fiilen meydana getirilmiştir. Yani bu halde mirasçılar vefattan sonra aralarında sözlü olarak anlaşmış yahut davranışları ile bir anlaşma ortaya koymuş ve uzun bir süre bu fiili duruma riayet etmiş olurlar. Bu halde ortada yargı kararlarınca bir paylaşma olduğu varsayılarak taksimin gerçekleştiği kabul edilmekte ve aynı yazılı miras paylaşma sözleşmesindeki gibi mirasın taksim edildiği kabul edilmektedir.

 

Miras Paylaşmak Zorunlu mudur?

Mevzuatımız çerçevesinde miras taksim etmek miras paylaşmak zorunlu tutulmamıştır. Ancak intikal yapılmamasının bir takım yaptırımları özellikle vergisel yaptırımları bulunmaktadır. Zira intikal ettirilmeksizin müteveffanın üzerinde bırakılan taşınır ve taşınmaz mallar için hak kayıpları meydana geldiği görülmektedir. Bu nedenle mirasa hak kazanıldığı andan itibaren hem veraset intikal vergisi ödenmeli hem de taşınır taşınmaz malların intikali sağlanmalıdır. Paylaşım zorunlu olmamakla beraber paylaşma konusunda bir mutabakat oluşmaması durumunda paylaşımı ileri bırakmanın sakıncaları da mevcuttur. Zira paylaşılmaksızın kalan taşınmazlarda yıllar geçtikçe hissedar oranları artmakta ve iş içinden çıkılmaz hale gelmekte ve yargı eliyle çözümü dahi yıllar sürmektedir. Bu nedenle paylaşımın yapılması zorunlu değil ancak faydalıdır.

 

Miras Paylaşımında Bankadaki Paraların Akıbeti Nedir?

Mirasçılar arasında miras paylaşımında bankadaki nakdi değerlerin taksimi nasıl olacaktır? Tüm müvekkillerimize tavsiye ettiğimiz üzere bankada bulunan varlıkların taksimi öncelikli tutulmalıdır. Zira Avukat bu halde durum ve koşulları değerlendirerek miras taksimin, bölümlere ayırabilir. Öncelikle hisseler oranında nakdi varlıklar paylaşılır sonrasında ise taşınmaz malların taksimi gerçekleştirilebilir. Mirasçılar murisin bankada bulunan parasını tek başlarına başvurarak hisseleri oranında alamazlar. Zira elbirliği mülkiyeti hali mevcut olduğu için banka bu talebi reddedecektir. Bu nedenle bu hususa ilişkinde bir mutabakat sağlanmasında yarar bulunmaktadır. 

 

Miras Paylaşımı Öncesi Miras Araştırması

Miras paylaşımı öncesi mutlaka miras araştırması yapılmalıdır. Zira karşı taraf bu araştırmayı yapmış ve size bir miras taksim önermiş olabilir yahut miras taksimi dışında kalan bir takım borç, yükümlülük, alacak veyahut muvazaalı işlem olabilir yahut mal rejimi alacağı mevcut olabilir. Bu halde dikkat edilmesi gereken mirasın araştırılması yahut araştırmaksızın akdedilecek taksim sözleşmelerinde konunun risklerinin değerlendirilip kabul edilmesi gerekmektedir.

 

Miras Paylaşımına İlişkin Yargıtay Kararları

 

Iskat, feragat veya mahrumiyetin miras paylaşımı aşamasında gözetileceğine ilişkin

 

 

 

Yargıtay 2. HUKUK DAİRESİ Esas:2005-3540 Karar:2005-6336 Karar Tarihi:19.04.2005

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Mirasçılık belgesi, maddi bir olayın varlığın ve kişiler arasındaki irs ilişkisini tespit eden belgelerdir. Mirasçılıktan çıkarma (ıskat) mirastan feragat ya da mirastan yoksunluk (mahrumiyet) hallerinin varlığı veraset belgesi verilmesine engel değildir. Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), mirastan feragat veya mahrumiyetin hukuki sonuçlarının terekenin paylaşımı sırasında gözetileceğine işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayılarak miras paylarını gösterir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.

Açıklanan bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde verasetin iptaline ve yazılı olduğu gibi yeniden sübutuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

 

Yöntemine uygun bir miras paylaşımının varlığının mevcudiyetine ilişkin

 

T.C. Yargıtay 7.HUKUK DAİRESİ Esas:2003-829 Karar:2003-1689 Karar Tarihi:15.05.2003

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 161 ada 1 parsel sayılı 42,65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bağışlama ve zilyetliğe dayanılarak Şerafettin ve Hulki H. adına, aynı ada 3 parsel sayılı 215.06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle Hulki H. adına, aynı ada 4 parsel sayılı 228.36 m2 yüzölçümündeki taşınmazda yine aynı nedenle Şerafettin H. adına tespit edilmiştir. Davacı Selahattin H. miras yoluyla gelen hakka ve zilyetliğe dayanarak taşınmazların kök murisleri Mehmet H. mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece dava konusu taşınmazlar üzerinde tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri davalılar yararına 3402 sayılı K.K.nun 14. maddesi hükmün öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı taraf taşınmazların ortak miras bırakanları Mehmet H.'ya ait olduğunu ölüm gününden sonra mirasçıları arasında paylaşılmadığını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazların tüm mirasçılar adına payları oranında tescili gerektiğini öne sürerek dava açmıştır. Davalı taraf bağışlamaya ve zilyetliğe dayanmıştır. Dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı Mehmet H.'ya ait olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacının iddiasına göre Uyuşmazlık ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra terekesinin yöntemine uygun şekilde paylaşılıp paylaşılmadığı yönünde toplanmıştır. Davalı tarafın savunması dikkate alındığında uyuşmazlığın dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan Mehmet tarafından sağlığında davalı tarafa bağışlanıp bağışlanmadığı yönünden toplanmıştır. Dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığı menkul hükümlerine tabi olduğu ve ortak miras bırakan Mehmet H.'ya ait olduğu yanlar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ortak miras bırakanın sağlığında dava konusu taşınmazların davalılara bağışlanıp bağışlanmadığı yada ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde paylaşılıp paylaşmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Dosya içeriğine göre mirasçılar arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Keşifte bir bilirkişi ve iki tanık dinlenmiş olmasının nedenleri de hüküm yerinde tartışılmamıştır. Öte yandan keşifte saptanan hukuksal olgu ile bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık olduğu halde tutanak bilirkişilerinden Mustafa K. dinlenmiş diğer tutanak bilirkişileri dinlenmemiş nedenleri de karar yerinde açıklanmamıştır. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dinlenmeyen tutanak bilirkişileri tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı yerel ve uzman bilirkişi aracılığıyla taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bilirkişi ve tanıklardan ortak miras bırakan Mehmet H.'nın ölüm gününden sonra az yukarıda açıklandığı şekilde terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı yada muris tarafından sağlığında dava konusu taşınmazların davalılara bağışlanıp bağışlanmadığı yönünde olaylara dayalı bilgi alınmalı, ortak miras bırakanın tüm terekesi tespit edilmeli, dava dışı başka taşınmazlar var ise bunların tespit tutanakları ve dayanakları belgeler davalı iseler dava dosyaları getirtilip incelenmeli, kesinleşenler var ise tespitlerin hangi hukuksal olguların esas alındığı incelenmeli, özellikle davalı tarafın savunmasında geçen 151 ada 7 parsel sayılı taşınmazla ilgili tespit tutanağı ve dayanağı belgeler davalı ise dava dosyası getirtilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm isabetsiz davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.5.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Mirasın paylaşıldığının ispatına ilişkin

 

T.C. Yargıtay 16.HUKUK DAİRESİ Esas:2004-2534 Karar:2004-4204 Karar Tarihi:11.03.2004

Dava: Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Karar: Kadastro sırasında 138 ada 5, 139 ada 2, 140 ada 1, 4, 141 ada 1, 6 parsel sayılı 3793, 5130, 26214, 2401, 14039 ve 22390 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ifraz, irsen intikal, hibe, satış vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 140 ada 1, 141 ada 1 parsel Ahmet oğlu İsmail Şahin adına, diğerleri İsmail Şahin ile, Makbule Canikli ve Asiye Şahin mirasçıları adlarına hisseli olarak tespit edilmiştir. Davacı Emine Kalfa ve arkadaşları, yasal süresi içinde taşınmazların kök muris Hacı Osman Fehmi'den intikal ettiği halaları Makbule Canikli'nin hissesini babaları Ahmet'in aldığını, taşınmazların Asiye ( Hayriye ) Şahin mirasçıları ile Ahmet mirasçılarına ait olduğu, diğer mirasçılara taksimde başka yerler isabet ettiğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parsellerin kök muris Hacı Osman Fehmi mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı İsmail Şahin vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, çekişmeli parsellerin tarafların ortak kök miras bırakanı Hacı Osman Fehmi'den kaldığı sabit olduğuna ve terekenin usulen paylaşıldığı kanıtlanamadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile 138 ada 5, 139 ada 2, 140 ada 4, 141 ada 6 sayılı parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,

 

 

 

UYARI VE HATIRLATMA - SORUMSUZLUK BEYANI

Web sitemizde yer alan bu ve benzeri bilgiler öneri, tavsiye veya hukuki mütalaa değildir. Yazarımız veya büromuz bu sitede yer alan çözümlere, bilgilere, metinlere veya yayınlara dayanılmasından, kullanılmasından hareketle zarara uğranmasından dolayı sorumluluk kabul etmez. Hukuki bilgilendirme yazılarımızın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve çoğaltılması halinde tüm yasal haklarımız saklıdır.

 

 

Miras paylaşımı nasıl yapılır?, kadıköy miras avukatı, bağdat caddesi miras avukatı, miras paylaşma avukat, miras avukatı, miras paylaşma