Devremülk Cayma Hakkı

Devremülk Sözleşmeleri Nasıl İptal Edilir?

 

Giriş

 

Ülkemizde devremülk ve devre tatil firmaları vatandaşları arayarak tatil kazandınız, sınırlı sayıda kişiye gelen bir fırsattan yararlanmak ister misiniz? Şeklinde irade sakatlayıcı telkinlerle insanları etkilemekte ve agresif bir satış stratejisi izlemektedirler.

Bu kapsamda vatandaşlara yönelik geziler düzenleyerek yürütülen tanıtım faaliyetleri zorlama satış halini almakta ve sunulan ikramlar ile ikna telkin ve yöntemleri karşısında çaresizlik hisseden tüketici senet ve sözleşmeleri imzalamaktadır.

Daha sonrasında paket yükseltme, daha üst yararlanmaya geçme vb. vaatler ile tekrar aramalar gerçekleştirilmekte tüketici icra tehdidi altında yeni sözleşme ve senetlere razı edilmektedir. Pek tabii sektörde bu tip satış stratejileri izlemeyen hukuka uygun yol ve yöntemlerle iş hayatını sürdüren tacirlere rastlamak mümkündür.

 

Devremülk Sözleşmesi İmzaladım Haklarım Nelerdir?

 

Hukukumuz, mahkeme kararları ve Yargıtay bu durumda tüketicilere çeşitli yol ve yöntemler tanımaktadır. Özellikle agresif satış stratejisi ile iradeniz sakatlanarak imza ettirilen bir sözleşme ile bağlı kalacağınız ve icra tehdidi ile sürdüreceğinize yönelik kabul hakka ve hukuka aykırıdır.

 

Devremülk Sözleşmesinden Cayabilir miyim?

 

Öncelikle tüketicinin korunması hakkında kanundan kaynaklı olarak vatandaşlarımız 14 gün içerisinde cayma haklarını kullanabilirler.

 

İlk 14 Günlük Süreyi Kaçırdım Ne Yapabilirim?

 

Sözleşmeyi imzaladınız ve üzerinden 14 günden fazla süre geçtiyse özel düzenleme içeren 14 günlük cayma hakkınızı kullanamayacaksınız ancak devremülk sözleşmeleri Türk Medeni Kanunu uyarınca şekil şartına tabidir.

Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi uyarınca; “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.” şeklindeki emredici kanun hükmü uyarınca adi yazılı şekilde düzenlenmiş olan bu tip sözleşmeler kesin hükümsüzdür.

 

Ödeyeceğim paralardan kurtulabilir miyim?

 

Gerek cayma hakkınız gerekse kesin hükümsüzlük halinde devremülk sözleşmesi gereği karşı tarafa yaptığınız ödemelerin iadesini talep edebilirsiniz.

 

Ödediğim Paraları Geri Alabilir Miyim?

 

Devremülk sözleşmesi gereği ödemiş bulunduğunuz herhangi bir meblağın iadesini Sebepsiz Zenginleşme çerçevesinde talep etme hakkınız vardır.

 

Senet İmzalamış Olmam Halinde Ne Yapmalıyım?

 

Resmi şekil şartına uyulmadığı için yahut cayma hakkı nedeniyle geçersiz olan sözleşmelere ilişkin olarak düzenlenen senetler de geçersizdir. Anılan sözleşmenin(temel ilişkinin) geçersizliği buna bağlı olarak düzenlenmiş olan bonolarında geçersiz olmasına yol açacaktır.

Zira uygulamada bir diğer yönden senetlerin Emre muharrer şekilde düzenlendiği görülmektedir.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 5. fıkrasında;

"Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir".

şeklinde kanun koyucu tarafından düzenlenen emredici hüküm çerçevesinde Emre düzenlenen bonolar geçersiz olacaktır.

 

Dikkat Edilmesi Gerekenler

 

Öncelikle tüm bu hususların profesyonel bir hukuk hizmeti çerçevesinde değerlendirilmesi ve bir Avukat’tan yardım alınması gerekmektedir. Devremülk alanında çalışmakta olan bir Avukat’tan hukuki destek almak teknik hukuki meseleler karşısında hak kaybı yaşamamanız için elzemdir.

 

Devremülk Satışının Şekil Şartına Uygun Olarak Yapılmış Olması Halinde

 

Eğer şekil şartları sağlanmış bir şekilde gerçekleştirilmiş bir satış işlemi söz konusu ise bu kez irdelenmesi gereken;

  1. Ön bilgilendirme formu imzalatılmış ve gerekli bilgilendirme tüketiciye makul süre önce yapılmış mı?
  2. Form ve aydınlatma yeterli mi?
  3. Cayma formu ve yeterli bilgilendirme yapılmış mı?

Gibi mevzuat ve dürüstlük kuralı kaynaklı eksiklikler tamamlanmış mı şeklinde bir kontrol mekanizması işletilecektir.

 

Devremülk Sözleşmelerine İlişkin Yargıtay Kararları

 

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi, Esas: 2018/ 86, Karar: 2018 / 5698, Karar Tarihi: 10.05.2018;

 

“Davacı, devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmenin kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekeceği, bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğu cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, davacının süresinde cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu ... Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketi’ne ait Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta 3015 ada 4 ve 5 nolu parselin 7/10920 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile gayrimenkulün teslimi sonrası işletilmesi ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.' şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” İstanbul

 

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 24845 Karar: 2018 / 7001 Karar Tarihi: 21.06.2018

 

“Davacı, davalının devre mülk satış sözleşmesi imzalanması sırasında düzenlenen senetlere dayalı başlattığı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve takibe konu edilmeyen diğer senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflarca davacının belirttiği hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi aslı ibraz edilmediği, davalı tarafından davacı hakkında yapılan ... İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3299 esas sayılı takibinin bonoya dayandığı ve takip talebinde herhangi bir sözleşmeye atıf yapılmadığı, takibin dayanağı bono bedellerinin sebepten mücerret olduğu ve takibin dayanağı bonoların davacının iptalini talep ettiği sözleşmeye istinaden verilip verilmediğinin belli olmadığı, takibin dayanağı bononun davacı tarafça iptali istenen taraflar arasında yapılan hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle verilmiş olması halinde davacının sözleşmeden dönme yönündeki iradesinin sözleşmede belirtilen sürede davalıya noter aracılığıyla bildirir ihtarname göndermediği, ayrıca davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan iptali istenen sözleşme fotokopisine göre davacının "gezdim gördüm kendi isteğimle iyi oldum" şeklinde şerh vererek imzalamış olması karşısında sözleşmenin taraflar arasındaki hisseli gayrimenkul satış sözleşmesine konu tesislerde imzalandığının kabulü gerektiği ve bu durumda da davacının imzaladığı sözleşmeyle kendisine düşen edimleri yerine getirmemek için sözleşmenin feshini talep etmesinin TMK nun 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının ancak sözleşmede kendisine düşen edimleri yerine getirip karşı tarafın getirmemesi halinde dava açma hakkına sahip olacağı, bundan önce dava açmasının TMK nun 2. Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde 'Sözleşmenin konusu ... Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketine ait Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta, 3015 Ada, 1,4,5,6,7/36500 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.' şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri ve yine takibe konu yapılan bonoların düzenlenme tarihi ile sözleşmenin tarihinin aynı olması, sözleşmede vade tarihleri ile bonoların vade tarihlerinin aynı olması, dolayısıyla söz konusu bonoların geçersiz şekilde yapılan devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle verildikleri değerlendirilmemiştir. O halde mahkemece, dava konusu yapılan bonoların geçersiz devre mülk satış sözleşmesine dayalı olarak verildiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.”

 

Yargıtay  13.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 3310 Karar: 2018 / 1250 Karar Tarihi: 20.12.2018

 

Davalı .... Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin temyiz itirazları bakımından; Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasında 11.10.2014 tarihli devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tapunun 17.11.2014 tarihinde davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, devri gerçekleştirilen tapunun, yapı kullanma izin belgesi olup olmadığı araştırılmaksızın taraflar arasındaki sözleşmenin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği, bu tarz sözleşmelerin resmi şekilde yapılması ve konut tarzı yapılara ilişkin olarak oluşturulması gerektiği, davaya konu sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, ortada geçersiz bir sözleşme bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır. Bu durumda mahkemece davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesinin, kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı ve devri gerçekleştirilen taşınmaz üzerinde keşif yapılarak inşaatın tamamlama oranının ne olduğu, devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karara verilmesi gerekirken, mahkemece, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

 


Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 5980 Karar: 2018 / 12509 Karar Tarihi: 20.12.2018

 

Her iki BAM ilgili dairesince görüşülen dava dosyasında yer alan sözleşme maddeleri değerlendirildiğinde; sözleşmenin 2. maddesinde "İş bu sözleşmenin konusu Kuşadası Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketi'ne ait Yalova İli, Termal İlçesi, Killi Orman Mevkii, G22D14C2D Pafta, 424 Ada, 23, 25 ve 27 parsellerinin 7/3650 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar." şeklinde yer alan düzenlemesiyle satışı gerçekleşen devre mülkün malikinin davalı Kuşadası Otel İşl. Tur. İnş. Tic. A.Ş olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; öncelikli olarak taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerine göre husumet düşüp düşmediği belirlenmektedir. Davalılardan Kuşadası Otel İşl. Tur. İnş. Tic. A.Ş 'nin sözleşmeye göre malik olduğu ve dava konusu devre mülkün bulunduğu taşınmazın sahibi olduğu anlaşılmasına göre davalılar arasında organik bağ bulunduğunun kabulü gerekmektedir.

 

Hal böyle olunca, sözleşmede malik-sağlayıcı olarak adı geçen davalı Kuşadası Otel İşl. Tur. İnş. Tic. A.Ş.'nin diğer davalı ile arasında organik bağ bulunduğu kabul edilerek her iki davalının da ödenen bedellerden müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında daireler arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

 

 

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 26742 Karar: 2019 / 2269 Karar Tarihi: 21.02.2019

 

“Davacı, davalı ile imzaladığı sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin tarafına ödenmesi ve imzaladığı senetlerin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, sözleşme tarihi 13/06/2014 olduğu, tüketicinin cayma hakkını 24/02/2016 tarihinde süresinden sonra kullanmış olduğu ve de davalı yanca ayıplı hizmet verildiğine dair bir husus da ileri sürülmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu ... Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketine ait Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta, 424 Ada, 23, 24, 25, 26 ve 27 parsellerinin 7/36500 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.' şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri hususu değerlendirilmemiştir. O halde, mahkemece, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlük oldukları gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

 

Özet:

Devre mülk sözleşmeleri son yıllarda artan tanıtım ve reklam faaliyetleri nedeniyle tüketiciler tarafından tercih edilebilmektedir. Her ne kadar tanıtım ve reklam faaliyetlerinde tüketiciler çeşitli vaatler ile sözleşme akdedilmeye ikna edilmiş olsalar da kimi zaman tüketicilere devre mülk teslimi dahi gerçekleştirilmemektedir. Tüketici imzalamış olduğu sözleşme ve senetlerden kaynaklanan borcunu ödemiş olsa dahi satıcı firmalar devre mülk tesliminden kaçınmakta, daha önce izlemiş oldukları yöntemleri izleyerek tüketicilere yeni vaatlerle ikna ederek yeni sözleşme ve buna bağlı olarak yeni senetler düzenlemektedir. Tüketici, devre mülkün teslim edileceğine olan güveni dolayısıyla ödemelerini gerçekleştirmekte ancak buna rağmen yine devre mülk teslim edilmemektedir.

Oysa ki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun başta olmak üzere yasal mevzuatımız ile tüketici hakları sıkı bir koruma altına alınmıştır. Tüketicilerin bedellerini ödediği ancak bir türlü teslim alamadıkları devre mülk hakkını sözleşmeyi iptal/fesih yoluna veyahut uygun durumlarda cayma hakkına başvurarak sonlandırma hakkına sahiptirler. Sözleşmenin iptal veya fesih edilmesi ya da cayma hakkının kullanılması durumunda tüketici ödemiş olduğu tüm bedelleri faiziyle iade alabileceği gibi satıcının elinde bulunan senetleri de iptal ettirebilir. 

Söz konusu sözleşme veya senetler dolayısıyla tüketiciye karşı bir icra takibi başlatılmışsa söz konusu icra takibinin durdurulması veya geri alınması da mümkündür.

 

Web sitemizde yer alan bu ve benzeri bilgiler öneri, tavsiye veya hukuki mütalaa değildir. Yazarımız veya büromuz bu sitede yer alan çözümlere, bilgilere, metinlere veya yayınlara dayanılmasından, kullanılmasından hareketle zarara uğranmasından dolayı sorumluluk kabul etmez.

 

 

 

 

 

İstanbul Devremülk Avukatı, İstanbul devremülk avukat, devremülk cayma avukat, devremülk cayma hakkı, devremülk iptal avukat, devremülk avukatı, devremülk bağdat caddesi avukat