Muris muvazaası, mirastan mal kaçırma Yargıtay kararı

 

Muris muvazaası, mirastan mal kaçırma Yargıtay kararı

Özet

  • Dava Konusu: Davacılar, murisin (babaları) taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalılara devrettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır.
  • Davalıların Savunması: Murisin mirastan mal kaçırma amacı olmadığı, taşınmaz alımında maddi katkıları bulunduğu, devrin kardeşlerin rızasıyla yapıldığı ve satış bedelinin paylaşıldığı belirtilmiştir.
  • İlk Derece Mahkemesi Kararı: Murisin taşınmazlarını ölünceye kadar bakım karşılığında devrettiği ve mirastan mal kaçırma amacı taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
  • İstinaf: Bölge Adliye Mahkemesi, murisin mal kaçırma kastının ispatlanamadığını ve satışın adil paylaşım çerçevesinde gerçekleştiğini belirterek istinaf başvurusunu reddetmiştir.
  • Yargıtay’ın Bozma Kararı: Davacılar tarafından temyiz edilen karar, murisin tüm taşınmazlarını sadece bazı mirasçılara devretmesi, devir işleminin mirastan mal kaçırma kastı taşıdığına dair emareler bulunması ve usulsüz tebligat yapılması nedeniyle bozulmuştur.
  • Bozmaya Uyularak Verilen Karar: İlk Derece Mahkemesi, bozma kararına uyarak davanın davacılar lehine kabulüne karar vermiştir.
  • Son Temyiz: Davacılar, bazı mirasçılar yönünden karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
  • Yargıtay'ın Nihai Kararı: Usulsüz tebligat nedeniyle davacıların haklarının ihlal edildiği belirlenerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Özetle, Yargıtay, taşınmazların mirastan mal kaçırma amacıyla devredildiği kanaatine vararak İlk Derece Mahkemesi kararını bozmuş ve yeniden yargılama yapılmasına hükmetmiştir.

 

Yargıtay 1.HUKUK DAİRESİ

Esas:2023-6072 Karar:2024-7095 Karar Tarihi:25.12.2024

 

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; muris Ayşe Atıcı’nın maliki ve paydaşı olduğu 356, 262, 1005, 1033, 604, 607, 614, 616, 618, 619, 620, 621, 679 ve 669 parsel sayılı taşınmazları davalı ... ve ...’a mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini, murisin terekesinde başkaca malvarlığının bulunmadığını ve paraya ihtiyacı olmadığını, bakıma muhtaç hale geldiğinde murise sırayla bakıldığını ileri sürerek 14 parça taşınmazda davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...’in yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiş, davalılar vekili bozma sonrası verilen 24.04.2023 tarihli cevap dilekçesinde, mal kaçırma amacı bulunmadığını, .... ve ....’in petrol ofisleri olup alım güçleri olduğunu, babadan kalan yerlerin yabancıya gitmemesi için sadece annelerinin değil tüm kardeşlerin paylarının satın alındığını, tüm paylar toplandıktan sonra bazı kardeşlerin talepleri üzerine şuyun giderildiğini, davalıların murise baktıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2013 tarihli ve 2013/321 Esas, 2013/267 Karar sayılı kararıyla; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 15.05.2014 tarih ve 2014/7260 Esas, 2014/9955 Karar sayılı kararı ile, davanın 09.08.2010 tarihinde açıldığı ve 2010/336 Esas numarasına kaydedildiği, Mahkemece 12.07.2010 tarihinde 2010/151 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, ardından 08.02.2012 tarihli duruşmada tefrik ile başka bir esasa kaydına karar verildiği, ancak tefrik işlemi gerçekleştirilmeksizin, 2010/151 Esas sayılı dosyanın 09.05.2012 tarihli celsesinde eldeki davanın takip edilmemesi nedeniyle 6100 sayılı Kanun’un 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 15.03.2013 tarihli kararla da tefrik edildiği ve eldeki dava esasına kaydedilerek açılmamış sayılmasına karar verildiği, tefrik kararı verildikten sonra, asıl dosya üzerinden yargılamaya devamla eldeki davanın işlemden kaldırılmasına ve buna bağlı olarak açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, eldeki davanın tefrik edilen dava dosyası üzerinden yürütülmesi, taraflara duruşma gününün tebliği ve müteakip işlemlerin usulüne uygun olarak tamamlanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 21.10.2021 tarihli ve 2014/588 Esas, 2021/415 Karar sayılı kararı ile, murisin diğer mirasçılarının aynı taşınmazlar hakkında aynı hukuki nedene dayalı olarak dava açtığı, ilgili dava dosyalarında deliller toplanarak davaların kabulüne karar verildiği, kararların kesinleştiği, anılan dosyaların eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 20.06.2022 tarihli 2022/1673 Esas, 2022/4998 Karar sayılı kararı ile; dava dilekçesi davalılara usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, davalı tarafa cevap hakkı tanınması, sunulması halinde cevap dilekçesindeki savunma ve deliller de dikkate alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin 26.09.2023 tarihli ve 2022/328 Esas, 2023/305 Karar sayılı kararı ile; devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; bir tanığının dinlenmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, mal kaçırma amacının araştırılması gerektiğini, dinlenen tanığın beyanının yeterli olmasına rağmen bir önceki dosya delil olarak kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanıkların farklı bir beyanı olabileceğini, 10.12.2004 tarihli ek protokol ve satış dosyasındaki ibranameler sebebiyle davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Öte yandan, Mahkemece davalı ...'e devredilen taşınmazlar ve davalı ...'a devredilen taşınmazlar yönünden taşınmazların dava tarihindeki davacının miras payına isabet eden değeri üzerinden ayrı ayrı ve .... mirasçıları yönünden de müteselsilen sorumlu olacak şekilde vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların tamamının davacının miras payına isabet eden değeri üzerinden belirlenen tek vekalet ücretinin davalı ve dahili davalılara oranlanması suretiyle vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de bu hususun temyiz edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı kapsamında kaldığı gözetildiğinde, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının da reddine karar vermek gerekmiştir.

Öte yandan, 6100 sayılı Kanun'un 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

Somut olayda, dava konusu 356 (yeni 125 ada 37), 679 (yeni 121 ada 165), 669 (yeni 202 ada 18) parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı payların ölümü ile mirasçıları .... ve ....’ye intikal ettiği, 02.08.2021 tarihinde dava dışı mirasçılar .... (mirasçıları) ve ...’nin payları yönünde de kısmen iptali üzerine .... mirasçıları adına iştirak halinde bir kısım payın kayıtlı kaldığı, eldeki davada hükümle müşterek mülkiyete çevrilemeyeceğinden, dahili davalılar adına kayıtlı veraseten iştirak payları üzerinden hüküm kurulması gerekirken, davalı pay müşterek mülkiyete dönüştürülmüş gibi işlem yapılarak karar verilmesi doğru değildir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Kamu düzeni gereğince re'sen nazara alınan sebeplerle Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin 356 (yeni 125 ada 37), 679 (yeni 121 ada 165), 669 (yeni 202 ada 18) parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 12 ilâ 17 arasındaki (belirtilenlerde dahil) paragraflarının hükümden tamamen çıkartılarak yerine ''Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii, eski 356 parsel (yeni 125 ada 37 parsel) sayılı taşınmazın dahili davalılar ... ve ... adına verasette iştirak olarak kayıtlı paydan 5/112 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,

Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, . mevkii, eski 679 parsel (yeni 121 ada 165 parsel) sayılı taşınmazın dahili davalılar ... ve ... adına verasette iştirak olarak kayıtlı paydan 1/28 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,

Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 669 parsel (yeni 202 ada 18 parsel) sayılı taşınmazın dahili davalılar ... ve ... adına verasette iştirak olarak kayıtlı paydan 1/7 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

miras hukuku avukat, muvazaa, tapu iptali, mirastan mal kaçırma, muris muvazaası, mal kaçırma avukat,