Mirastan Feragat Sözleşmesi

Mirastan Feragat Sözleşmesi Nedir?

 

Mirasçılığın kaybedilmesine neden olan hallerden biri de mirastan feragat sözleşmesidir. Mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçı adayı ileride elde edebileceği miras hakkından feragat etmektedir. Geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinin varlığı halinde mirasçı mirastan çıkmış kabul edilir. Mirastan çıkmış bir mirasçının ise mirastan hak elde etmesi mümkün değildir. Mirastan feragat sözleşmesi kısmi olarakta yapılabilmektedir bu halde kısmen feragat edilen kısım için miras hakkı kaybedilmiş olur. Mirastan feragat sözleşmesi ile saklı paylı mirasçının miras hakkı sona erdirilebilir. Mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçının mirasçılık sıfatı sona erdirilmektedir. Mirasçı miras hakkından tamamiyle vazgeçmekte bunu bir karşılık alarak yahut karşılık almaksızın taahhüt etmektedir.

 

Tek taraflı olarak mirastan feragat mümkün müdür?

Tek taraflı olarak yapılan feragat geçersizdir. Feragat ancak sözleşme şeklinde her iki tarafın imzası ile gerçekleştirilebilir.

 

Mirastan Feragat Sözleşmesinin Şekil Şartı Var Mıdır?

Resmi vasiyetname şekline tabidir aksi şekilde düzenlenmiş olduğu durumlarda iptali istenebilir. Bu şekle uyulması için noterlikte iki tanık huzurunda bir sözleşme şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Mirastan Feragat Sözleşmesi Kimler Arasında Yapılır?

Mirastan feragat sözleşmesi mirasçı ile miras bırakan arasında yapılmakta ve ileride intikal edecek olan mirasın bir kısmı yahut tamamından vazgeçme sonucunu doğurmaktadır.

 

Mirastan Feragat Sözleşmesine Dair Mevzuat Hükümleri

 

Mirastan feragat sözleşmeleri, Türk Medeni Kanununun 528, 529, 530. maddelerinde düzenlenmiş olup tipik sözleşmelerdendir. Sözleşmenin içeriğine sözleşmeye yabancı yan edimler eklenmesi halinde sözleşme tipiklik unsurunu kaybederek atipik niteliğe bürünebilir yahut karma sözleşme halini alabilir. Miras sözleşmeleri arasında yer alan mirastan feragat sözleşmeleri karşılıklı olarak düzenlenmesi gereken vasiyetname yahut ıskat gibi tek taraflı ölüme bağlı tasarruflardan değildir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 528. Maddesinde düzenleme altına alınmıştır:

Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.

Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.

Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.

 

Karşılıklı Mirastan Feragat Sözleşmesi

Mirastan Feragat sözleşmesinin iki türü bulunmaktadır. İlki mirastan feragat sözleşmesi yapan taraflardan mirastan feragat eden müstakbel mirasçının bir karşılık almak suretiyle mirastan feragat etmesidir. İvazlı mirastan feragat sözleşmesi olarak adlandırılan bu mirastan feragat sözleşmesi türünde mirastan feragat eden bir edim karşılığında mirastan feragat etmektedir. Bu edim bir miktar para olabileceği gibi bir taşınır yahut taşınmaz malvarlığı değeri de belirlenebilmektedir. Edim sözleşme sonrası bir edim olarak kararlaştırılabileceği gibi sözleşme öncesi bir kazandırmada bu kapsama alınabilir. Bu halde ivazlı mirastan feragat sözleşmesinin varlığından söz edilecektir. İvazlı mirastan feragat sözleşmelerinde altsoy mirasçılık hakkını kaybetmektedir.

 

Karşılıksız Mirastan Feragat Sözleşmesi

Karşılıksız yani ivazsız mirastan feragat sözleşmeslerinde müstakbel mirasçı herhangi bir karşılık almaksızın mirastan feragat etmektedir. Herhangi bir karşılık almaksızın mirastan feragat edildiği durumlarda ivazsın mirastan feragat sözleşmesinin varlığından söz edilmektedir. Bu tip mirastan feragat sözleşmesinde müstakbel mirasçının altsoyu mirasçılık sıfatını kaybetmemektedir. İvazsız mirastan feragat sözleşmelerinde müstakbel mirasçı yalnızca miras hakkından feragat etmektedir bu feragati de miras bırakacak olan müstakbel muris kabul etmektedir. 

 

Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali Nedenleri

Hata, Hile, İkrah gibi nedenlerle sözleşmenin iptali istenebilmektedir yine ehliyetsizlik temeline dayalı iptalde söz konusu olabilir. Uyarlama talebiyle mirastan feragat sözleşmesine karşı dava ikame edilmesinin önünde açık bir engelde bulunmamaktadır. Yine şekil şartına aykırı olarak düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmelerinin iptali istenebilmektedir. Taraf teşkilinin sağlanmamış olması da yine mirastan feragat sözleşmesinin iptali nedenleri arasındadır. Sözleşmenin kurucu unsurlarında yokluk hali de sözleşmenin yok hükmüde olmasına sebebiyet verecek hallerdendir. Yine tanık olamayacak kişilerin huzurunda düzenlenen sözleşmeler de iptale sebebiyet veren hallerdendir.

 

Mirastan Feragat Sözleşmesine İlişkin Avukatlık Büromuz Faaliyetleri

Mirastan feragat, vasiyetname, mirastan ıskat gibi sözleşmelere yönelik büromuz dava ve danışmanlık faaliyetleri yürütmektedir. Bu gibi sözleşmeler hazırlanırken taraf hikayeleri ve tarafların hedefledikleri amaç büyük önem arz etmektedir. Bu halde hazırlanacak olan sözleşme tenkise uğrayabilir yahut iptal edilebilir. Bu gibi iptal ve tenkis hallerinden sakınmak mal kaçırma amacı gütmeksizin sözleşme akdetmek çok yönlü bir değerlendirme gerektirmektedir. Bu nedenle büromuz tarafından titizlikle takip edilecek süreç sonunda müvekkillerimize mirastan feragat sözleşmelerinde hukuki danışmanlık ve destek hizmeti sunmaktayız. 

 

 

İÇTİHATLAR

 

MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİNİN KORKUTMA NEDENİYLE AKDEDİLDİĞİNE İLİŞKİN BAM KARARI

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas:2018-2482 Karar:2019-625 Karar Tarihi:04.04.2019


Dava konusu somut olaya gelince; davacının korkutmadan sözleşme tarihi itibariyle haberdar olduğu gerekçesiyle diğer deliller değerlendirilmeksizin davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme karşısında isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesiyle, korkutmanın var olup olmadığı ve ortadan kalktığı tarih belirlenerek buna göre karar verilmesi gerekirken delillerin hiç değerlendirilmemiş olması HMK 353/1-a-6 maddesine aykırı olarak değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle davalının istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesinde hukuki yarar görülmediğinden incelenmeksizin davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak hüküm kurulmuştur.
(4721 S. K. m. 528, 533, 534) (6098 S. K. m. 37, 38, 39) (818 S. K. m. 29, 30) (6100 S. K. m. 353)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: davacıların davalılardan ... ile anne ve baba bir, davalılardan ... ile baba bir kardeş olduklarını, davacılar ile ortak muris babaları ... arasında noter senediyle mirastan feragat sözleşmesi imzalanmışsa da feragat sözleşmesinin şekil şartının yerine getirilmemiş olması, hata, hile, ikrah ve gabin nedeniyle muris ve müvekkillerinin iradelerinin sakatlandığını beyan ile mirastan feragat sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde: öncelikle hile ve ikrahın aynı olayda birleşmesi olanağının bulunmadığını, ikinci olarak mirastan feragat sözleşmesinin 07/06/2013 tarihinde yapıldığına göre davanın hak düşürücü süresinde açılmadığını ve mirastan feragat sözleşmesinin ivazlı yapıldığını, sözleşmenin davacı tarafın teklifi üzerine yapıldığını, sözleşme hükümlerinin yerine getirildiğini beyanla davanın esastan reddini talep etmişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZET: Mahkemece "Dava hata, korkutma ve gabin nedeniyle mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemidir. Muris ile davacılar arasında 07.06.2013 tarihinde mirastan feragat sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı iddiasındaki korkutma ve hatanın sözleşme tarihinde öğrenmiş sayılması kabul edildiğinde 05.10.2016 tarihinde açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekmiştir" şeklinde karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; feragat sözleşmesinin yasada öngörülen şekle uygun olmadığını, davacıların muris nikahsız yaşayan ... ve davalı ... tarafından korkutularak sözleşmeye zorlandığını, edimler arasında fahiş fark bulunması nedeniyle gabin iddiasına dayandıklarını, hak düşürücü sürenin sözleşme tarihinden değil korkutmanın ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağını, bunun da murisin ölüm tarihi olan 11/09/2016 tarihi olduğunu, bu tarihten sonra davanın süresinde açıldığını ileri sürerek İDM kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı lehine yatırılmış harca göre nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER: Bursa 10. Noterliği'nin 07/06/2013 tarih 23217 yevmiye nolu düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hata, korkutma ve gabin nedeniyle mirastan ferağat sözleşmesinin iptali istemidir.

Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakan ile gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında düzenlenen, ileride doğacak miras hakkına ilişkin beklentiden karşılık alınarak veya bir karşılık alınmadan kısmen veya tamamen vazgeçmeye ilişkin iki taraflı bir sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin konusunu murisin halen hayatta bulunması nedeniyle miras geçmediğinden miras hakkı değil buna ilişkin beklenti oluşturmaktadır. TMK'nın 528. maddesine göre, mirasbırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir.

Mirastan feragat sözleşmesi, miras sözleşmelerinin bir başka çeşididir. Onun için bu sözleşmenin de diğer miras sözleşmeleri gibi Medeni Kanunun 533. maddesi gereğince resmi vasiyet şeklinde yapılması zorunludur. Vasiyetnamede tanıklarının, mirastan feragat sözleşmesinin taraflarının bu belgeyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğine ilişkin beyanını kendi önlerinde yapıldığını, her iki tarafı beyanda bulundukları sırada tasarrufa ehil gösterdiklerini mirastan feragat sözleşmesine yazarak veya yazdırarak altını imzalamaları gerekir (TMK m. 534). Bilindiği gibi; ikrah(korkutma), bir kimsenin başka surette yapmayacak olduğu bir hukuksal işlemi bir kötülüğün kendisinin veya yakınlarının başına gelebileceğini görerek yapmasına neden olan ürkütülmedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 37. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 29.) maddesine göre, bir kimse karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi ya da yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38. (BK'nin 30.) maddesinde belirtildiği gibi, korkutmadan(ikrah-tehdit) söz edilebilmesi için, korkutmanın sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız(hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması yani sözleşmenin korkunun yarattığı etki sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili(makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir(TBK'nın 39.madde)

Dava konusu somut olaya gelince; davacının korkutmadan sözleşme tarihi itibariyle haberdar olduğu gerekçesiyle diğer deliller değerlendirilmeksizin davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesiyle, korkutmanın var olup olmadığı ve ortadan kalktığı tarih belirlenerek buna göre karar verilmesi gerekirken delillerin hiç değerlendirilmemiş olması HMK 353/1-a-6 maddesine aykırı olarak değerlendirilmiştir.

Açıklanan nedenlerle davalının istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesinde hukuki yarar görülmediğinden incelenmeksizin davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmeksizin, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince KABULÜNE,

2-Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/05/2017 tarih, 2016/572 esas ve 2017/270 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istem halinde taraflara iadesine,

5-Taraflarca yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,

6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendilerini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

 

MURİSİN KATILMADIĞI MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİNİN İPTALİNE DAİR YARGITAY KARARI

 

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:1992-8409 Karar:1992-9487 Karar Tarihi:12.10.1992

Dava: Tuncay ile Emine ve arkadaşları arasındaki sözleşme iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: mirastan feragat mukavelesi, miras bırakanla mirascı arasında yapılan ve mirascının miras hakkından vazgeçmesine ilişkin bulunan bir sözleşmedir. Sözleşme ile mirasçı mahfuz hissesinden ve miras hakkından vazgeçmektedir. İşlem sağlar arası bir muameledir. Feragat mukavelesinin bir tarafı miras bırakan, diğer tarafı da feragat edendir.

Medeni kanunun 475. maddesi, bir kimsenin mirasçılarından biri ile mirastan feragat sözleşmesi yapabileceğini öngörmüştür. Ancak, bu sözleşmenin Medeni Kanunun 492. maddesinde öngörülen resmi şekle uyularak yapılması da zorunludur (11.02.1959 gün ve 16/14 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).

Davanın konusunu oluşturan mirastan feragat sözleşmesine muris katılmamıştır. Şekil şartına uyulmamıştır. Bu sebeple de sözleşme geçersizdir. O halde mahkemece, davanın kabulüne karar vermek gerekirken yasanın yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple ("BOZULMASINA" ), 12.10.1992 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Mirastan Feragat Nedeniyle Mirasçılık Sıfatının Kaybedilmesi ve Mirasçılık Belgesinde Gösterilmesine İlişkin

 

T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2015-2892 Karar:2015-10280 Karar Tarihi:13.11.2015
ÖZET: Somut olayda, murisin çocuğu H.. K.. mirastan feragat nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybetmiştir. Bu nedenle mirasçılık belgesinde H.. K.. feragat ettiğine işaret edilmeli ve payının kime veya kimlere kalacağı gösterilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
(4721 S. K. m. 598, 605, 611)

Dava: Davacı tarafından, davalı 25.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirascı H. K. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, mirasçılık belgesi verilmesine ilişkindir.

Davacı m... G... K...'nun 28.01.2010 tarihinde vefat ettiğini, ancak mirasçılarından H.. K..'nun Buldan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile mirası reddetmiş olduğundan murisin yasal mirasçılarının ve miras hisselerinin tespitiyle H.. K..'nun mirası reddetmiş olduğu hususunun murise ait mirasçılık belgesinde belirtilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile m...G... K...'nun mirasının tamamı 4 hisse kabul edilerek; 1 hissesinin oğlu H.. K..'na, 1 hissesinin oğlu H.. K..'na, 1 hissesinin kızı M... K..'na (Duman), 1 hissesinin oğlu S... K....'na aidiyetine, H.. K..'nun Buldan Sulh hukuk mahkemesinin 24/05/2010 tarih ve 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile m... G... K...'nun mirasını kayıtsız şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın paylaşılması sırasında bu hususun gözönüne alınmasına karar verilmiştir.

Hükmü, mirasçı H.. K.. vekili müvekkilinin mirası reddetmiş olmasına rağmen TMK'nın 611/1 madde ve fıkrası hükümlerine aykırı altsoyu yerine müvekkiline miras payı verilmesi yerinde olmadığını belirterek temyiz etmiştir.

Bu nedenle mirasçılık belgesi verilmesi hususu Türk Medeni Kanunu'nun 598. maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; muris mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK'nın 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; "H.. K..'nun Buldan Sulh hukuk mahkemesinin 24/05/2010 tarih ve 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile m.... G... K...'nun mirasını kayıtsız şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın paylaşılması sırasında bu hususun göz önüne alınmasına" şeklindeki kabul hatalı olmuştur.

Somut olayda, murisin çocuğu H.. K.. mirastan feragat nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybetmiştir. Bu nedenle mirasçılık belgesinde H.. K.. feragat ettiğine işaret edilmeli ve payının kime veya kimlere kalacağı gösterilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle mirasçı H.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

 

 

 

 

 

 

Mirastan feragat avukatı, mirastan vazgeçme sözleşmesi, mirastan feragat, mirastan nasıl feragat edilir? , miras avukatı istanbul