Boşanma Avukatı

BOŞANMA AVUKATI

Boşanma Davası

Tarafların resmi memur huzurunda yapmış oldukları evlilik; ortak iradeleri evliliği sona erdirmek olsa dahi  ancak ve ancak bir mahkeme kararı ile sona erebilir. Evlilik birliğinin sona ermesi talebiyle açılan boşanma davası sadece evlilik birliğini sonlandırmakla kalmaz aynı zamanda mal paylaşımı, nafaka, velayet, tazminat gibi bir çok farklı konu ile de birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

 

Boşanma Davası Ne Şekilde Açılabilir?

Medeni kanunumuzda da düzenlendiği üzere boşanma davası iki şekilde yürütülebilir.

1.Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma; iki tarafın da ortak iradesi ile çekişmeli boşanma davasına kıyasla hızlı bir şekilde boşanmalarını sağlayan dava türüdür. Ancak bu şekilde boşanma davası açılabilmesi için:

Taraflar arasındaki evlilik birliği 1 yılı aşkın süredir devam etmesi,
Tarafların ortak iradeleri boşanma yönünde olması ve bunu mahkeme huzurunda ifade etmeleri,
Son olarak da düzenlenmiş olan protokoldeki mal paylaşımı ve velayete ilişkin hükümleri hakimin makul bulması gereklidir.

2.Çekişmeli Boşanma Davası

Tarafların anlaşmalı boşanma şartlarını sağlayamadığı, bir tarafın boşanmayı istemediği yahut boşanmanın şartları hususunda anlaşamadığı hallerde Medeni Kanunumuzda sayılan genel ve özel boşanma nedenlerine dayanarak açılan boşanma davasıdır.

Medeni Kanunumuzda sayılmış olan genel ve özel boşanma nedenlerini aşağıda detaylıca izah edeceğiz.

Boşanmanın Genel ve Özel Sebepleri

Boşanmanın Genel Sebepleri

Kanun koyucu, Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesindeki hüküm ile evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir diyerek spesifik olarak sebepleri saymak yerine sadece evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasını boşanma için yeterli görmüştür. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ekonomik, kişisel, kültürel nedenlerden kaynaklanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus özel boşanma sebeplerinden farklı olarak iddia edilen hususlar ispat edilse dahi; davayı açan kişinin kusurunun daha ağır olması halinde davalının açılmış olan boşanma davasına itiraz edebileceği ve bu itirazın gelmesi halinde davanın reddedileceğidir.

Çerçevesi her ne kadar kanun koyucu tarafından çizilmediyse de Yargıtay içtihatlarınca genel boşanma nedeni sayılabilecek birtakım davranışlar şu şekildedir:

-Alkol ve kumar bağımlılığı
-Bağımsız konut temin edememek
-Eşe karşı kötü sözler sarfetmek
-Aşırı kıskançlık
-Cinsel ilişkiden kaçınma yahut zorlayıcı şekilde cinsel ilişki talebinde bulunma
-Aile hayatına üçüncü kişilerin yahut ailelerin dahil olmasını engellememek
-Eşe ve çocuklara karşı ilgisizlik

Genel boşanma nedenleri yukarıda da izah ettiğimiz üzere bunlarla sınırlı olmayıp evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikteki her türlü davranıştır.

 

Boşanmanın Özel Sebepleri

Özel boşanma sebepleri adlandırılmasından da anlaşılacağı üzere Türk Medeni Kanunu'nda spesifik olarak sayılmıştır.

1.Zina Nedeni ile Boşanma Davası

Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Ancak bu nedene dayanılarak açılacak olan boşanma davasının, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay her halükarda ise 5 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Zina olayını öğrenen ve affeden eşin dava açma hakkı ise mevcut değildir.

2.Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedenleri ile Boşanma Davası

Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Ancak bu nedene dayanılarak açılacak olan boşanma davasının söz konusu eylemlerin icrasından itibaren 6 ay her halükarda ise 5 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Zina nedeniyle boşanma davasında olduğu gibi affeden eşin dava açma hakkı yoktur.

3.Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebepleri ile Boşanma Davası

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir diyerek eşlerden birinin yüz kızartıcı bir suç işlemesi yahut toplum normlarına uymayacak ölçüde bir yaşam tarzının mevcudiyeti halinde boşanma davası açılabilmesinin hukuksal dayanağı oluşturulmuştur. Kanun koyucu tarafından bu nedene dayanılarak açılacak davalar için herhangi bir süre öngörülmemiştir.

4.Terk Sebebi ile Boşanma Davası

Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terkedilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.


5.Akıl Hastalığı Sebebi ile Boşanma Davası

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Bu nedene dayanılarak açılan davalarda önemli olan husus mevzu bahis akıl hastalığının tedavisinin olup olmadığıdır.

 

 

Genel ve Özel Boşanma Nedenlerine İlişkin Yargıtay Kararları

 

-Eşin ilgisizliğine ilişkin.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 04.10.2016 tarihli; 2015/20218 Esas, 2016/13513 Karar sayılı ilamı:

"Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda, davalı-karşı davacı kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır."

-Alkol bağımlılığına ilişkin.

 

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 22.01.2009 tarihli; 2007/19717 Esas, 2009/488 Karar sayılı ilamı:


"... Dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davalının kabulü sonuç doğurmaz. (TMK.184/3.m.) Davacı delil bildirmemiştir. Davacı davasını ispat edemediği gibi, davalı tanık beyanlarından, boşanmaya yol açan olaylarda; alkol bağımlısı olan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı kocanın tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. ..."


-Bağımsız konut temin etmemeye ve ailelerin evliliğe müdahalesine ilişkin.

 

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 23.01.2013 tarihli; 2012/15308 Esas, 2013/1490 Karar sayılı ilamı:


"Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kocanın kardeşinin eşine fiziksel şiddet uygulaması ve hakaretlerine sessiz kaldığı, eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, bağımsız konut temin etmediği, davacı-davalı kadının ise babasının kocasına hakaretlerine ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı kocanın daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır."

-Aşırı kıskançlık ve eşe hakaret etmeye ilişkin.

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 27.09.2012 tarihli; 2012/2506 Esas, 2012-22713 Karar sayılı ilamı:

"... Toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kocanın, eşine sürekli hakaret ettiği, müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı ve eşine karşı aşırı kıskanç davrandığı, buna karşılık davacı-karşı davalı kadının da, eşine sürekli hakaret ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı kocanın daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. ..."

-Cinsel ilişkiyi gerçekleştiremeyen eşe ilişkin.

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.10.2011 tarihli; 2010/11127 Esas, 2011-15432 Karar sayılı ilamı:


"... Davalı-karşı davacının eşine yönelik sözleri davadan sonraki döneme aittir. Bu olay hükme dayanak yapılarak kusur tespitinde dikkate alınamaz. Toplanan delillerden; iki yılı aşan fiili evlilik süresince cinsel ilişkiyi gerçekleştiremeyen, manevi olarak bağımsız bir konut temin edemeyen davacı-karşı davalı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. ..."

 

Kadıköy boşanma avukatı, boşanma avukatı, ataşehir boşanma avukatı, boşanma davası avukatı, boşanma avukatı bağdat caddesi, boşanma avukatı kalamış